Türkiye, enerjisinin yüzde 71’ini ithal eden bir ülke; doğalgazda ise bu oran yüzde 99’a ulaşıyor. 2021 yılında 50,7 milyar dolar olan enerji ithalatımızın 2022 yılında 100 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Bu enerjinin yüzde 31’ini binalarda tüketiyoruz. Isı yalıtımı olmayan binalar nedeniyle kışın ısınmak, yazın serinlemek için yüksek faturalar ödeniyor. Oysa ısı yalıtımlı binalar enerji giderlerini % 50 düşürerek bütçeye önemli bir katkı sağlıyor. Isı yalıtımı sadece konutların değil ülkemizin toplam enerji faturasını da yüzde 15 düşürüyor.
Tüm dünyada enerji krizinin yoğun olarak hissedildiği bir dönemden geçiyoruz. Hal böyleyken enerji verimliliği her zaman olduğundan daha fazla gündemde yer alıyor. İnsanlığın dünyaya borcu olan enerji verimliliği konusunda binalarımızın da enerjiyi az tüketen çevre dostu bir yapıya kavuşması büyük önem taşıyor. Ülkemizde kullanılan toplam enerjinin yüzde 31’i binalarda tüketiliyor. Tüketilen bu enerjinin yüzde 80’i de kışın ısınma yazın soğutma için kullanılıyor. 2021’de enerji ithalatına 50,7 milyar dolar, 2022’de ise 100 milyar dolar ödeyen ülkemizde binaların sadece yüzde 20’si yalıtımlı olduğu için bu 100 milyarın yaklaşık 12 milyar doları boşa harcanmış oluyor. Oysa ısı yalıtımı yaparak ısınma ve soğutma amaçlı enerji tüketimini yarı yarıya azaltarak hem cari açığı hem de enerji faturalarımızı düşürmek mümkün.
Geçen yıl müjdesi verilen “yalıtım kredisi” de ülkemizde yalıtımsız bina kalmaması için büyük fırsat sunuyor. Binalarına yalıtım yaptırmak isteyenler yüzde 0,99 faiz oranıyla 50 bin TL’ye kadar 60 ay vadeli olarak kredi kullanabiliyor.
Yalıtımsız her binanın enerji kaynaklarının daha fazla kullanılmasına, bunun sonucunda da daha fazla fatura ödenerek hem enerjinin hem de paranın havaya gitmesine sebep olduğuna dikkat çeken İZODER Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu şunları söyledi, “Bulunduğumuz mevsim itibariyle en çok ısınmak için kullanılan doğalgaz faturalarının yüksekliğinden şikâyet ediliyor. Yıllardır üzerinde konuşulmasına rağmen ısı yalıtımlı binalar konusunda maalesef istediğimiz noktada değiliz. Ülkemizde mevcut binaların yüzde 80’inde hala ısı yalıtımı yok. Bu da daha fazla enerji harcanması, daha fazla fatura ödenmesi demek. Bugüne kadar binalarına ısı yalıtımı yaptırmayanlar için şimdi önlerinde ‘yalıtım kredisi’ gibi çok güzel bir fırsat var. Binalarına yalıtım yaptırmak isteyenler yüzde 0,99 faiz oranıyla 50 bin TL’ye kadar 60 ay vadeli olarak kredi kullanabilecek. Kredi masraflarını düşünenler ise elektrik ve doğalgaz faturalarındaki yaklaşık yüzde 50’lik düşüş sayesinde hiç sıkıntı yaşamadan kredilerini ödeyebilecek. Yalıtım kredisi ile her yıl 300 bin dairenin yalıtılması durumunda 5 yıl sonunda 26,5 milyar TL değerinde toplam 4,8 milyar metreküp doğalgaz tasarrufu da sağlanabilecek.”
Yapılan her ısı yalıtımının enerji tüketimini azaltmasının çevreye de büyük katkıları olacağını söyleyen Emrullah Eruslu, “5 yılın sonunda sera gazı azaltımı 13,5 milyon ton CO2 civarlarında hesaplanıyor. Bu tasarruf; 124 bin adet ağaçtan oluşan 50 bin dönüm orman alanının 5 yıl boyunca yuttuğu CO2 miktarına eş değer. Türkiye genelinde başlayacak bir ısı yalıtımı hareketinin bir diğer faydası da yerli sanayine katacağı hareketlilik olacak. Zira bu işlemler için kullanılacak tüm yalıtım malzemeleri, yalıtım camı üniteleri, yapıştırıcı, sıva, alçı levha gibi yardımcı malzemelerin tamamı Türkiye’de üretiliyor. Enerji Verimliği Haftası dolayısıyla ömürlük bir yatırım olan ısı yalıtımının öneminin altını bir kez daha çizmek gerekiyor. Aile bütçesi, ülke ekonomisi, çevrenin korunması ve dünyamızın geleceği adına yapılacak en güzel yatırım ısı yalıtımıdır” dedi.
Yalıtım kalınlığının artmasının inşaat maliyetine etkisi oldukça az
Açıklamasında maliyet konusuna da değinen Eruslu, “Yalıtım kalınlığı arttıkça sağlanacak enerji verimliliği aynı oranda artar. Buna karşılık kalınlık artışının inşaat maliyetine etkisi oldukça azdır. Yalıtım kalınlığını iki katına çıkardığımızda toplam maliyet ikiye katlanmaz ama bu sayede ısıtma ve soğutmada tasarruf potansiyeli iki kat olur. Isı yalıtımı uygulamaları hem ilk yatırım hem işletme maliyetlerini düşürerek kendini kısa sürede geri öder; bina ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam eder. Yalıtımla ve Yalıtım Kredisi ile ilgili bilgi almak isteyenler İZODER’le temasa geçebilir.” vurgusunu yaptı.
Neredeyse Sıfır Enerji Binalara geçiş enerji tasarrufunda önemli rol oynayacak
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin 19 Şubat 2022 tarihinde revize edildiğini ifade eden Eruslu, yapılan değişiklikle, Neredeyse Sıfır Enerji Binalar (nSEB) ile ilgili tanımlamaların mevzuat sistemimize eklendiğini belirterek şunları söyledi: “Bakanlığımız 1 Ocak 2023’ten itibaren, bir parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan tüm binaların enerji performans sınıfının en az ‘B’ olacak şekilde inşa edilmesini ve kullanılacak enerjinin en az yüzde 5’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasını zorunlu hale getirdi. 1 Ocak 2025’ten itibaren nSEB konsepti daha da yaygınlaşacak. Yeni binaların nSEB konseptinde yapılması şartı 2 bin metrekareden büyük olan tüm binalara uygulanacak. Üstelik 1 Ocak 2025’ten itibaren, kalan enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanma oranı en az %10’a çıkarılacak.
Düzenlemeyle birlikte, halen “C” olan asgari enerji performansının “B”ye çıkarılması, ısı yalıtımında kullanılan yalıtım malzemesi kalınlıklarında da bir miktar artışı beraberinde getirecek. Bu kapsamda Bakanlığımızın yayımlandığı rehberi dikkate aldığımızda cephelerdeki asgari ısı yalıtım malzemesi kalınlıkları İstanbul’da 5 cm’den 8 cm’ye, Ankara’da ise 6 cm’den 9 cm’ye çıkacak. Çatılarda ise kalınlık İstanbul’da 10 cm’den 14 cm’ye, Ankara’da 12 cm’den 18 cm’ye çıkacak. Döşemelerdeki kalınlık artışları Ankara’da 7 cm’den 9 cm’ye, İstanbul’da 5 cm’den 7 cm’ye çıkacak. Ayrıca kaplamalı yalıtım camı üniteleri ile ısı yalıtım değerleri iyileştirilmiş pencerelerin kullanımı artacak.
Enerji limitlerimiz gelişmiş ülkeler seviyesine getirilmeli
Gelişmiş ülkelerde binalarda enerji verimliliğine yönelik birçok adım atılarak enerji limitleri düşürülürken, ülkemizde 2008 yılında tanımlanmış enerji limitleri kullanılmaktadır. AB’de 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümü neredeyse sıfır enerjili olarak üretiliyor. 2020 yılının başından itibaren ise tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili olarak yapılıyor. Birçok gelişmiş ülkede binalar ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık enerji tüketimi 30-50 kW olacak şekilde yalıtımlı olarak tasarlanıyor ve inşa ediliyor. Ülkemizde ise halen bina enerji tüketimi 120-150 kW (birim metrekare/yıl) seviyesinde. Yönetmelik revizyonu ile kapsama giren toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan sınırlı sayıdaki yapılarda enerji tüketimini 100-120 kW seviyesine çekmiş olacağız. Kapsam dışındaki binalar ise 120-150kW mertebelerinde enerji tüketmeye devam edecek. Özetle hala enerji israfımız gelişmiş ülkeler ile mukayese edildiğinde 3 ila 5 kat daha fazla. Bir an önce Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de tanımlandığı üzere enerji limitlerimizi ve U değerlerimizi bu revizyonla birlikte gelişmiş ülkeler seviyesine getirilmeliyiz. Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standartı TS 825 revizyonu bu noktada büyük önem taşıyor. Standardın bir an önce yayımlanmasını bekliyoruz.”