Havacılık sektörünün hizmet kalitesi, hava ulaşımını tercih eden yolcu sayısında önemli rol oynuyor. Yolcular hizmet kalitesini değerlendirmeye ise henüz uçağa binmeden yani havalimanı terminalinde sunulan konfor şartları ile başlıyor. Havalimanı terminallerinin iç mekân hava kalitesi de konfor şartlarının değerlendirilmesinde önemli rol oynuyor.
Her gün on binlerce insanın uğrak yeri olan havalimanı terminallerinin iç mekân havası, doğru yönetilmediğinde konfor şartlarını ve sağlığımızı tehdit edebiliyor. İşte detaylar…
Günümüzde havayolu taşımacılığı; konfor, zaman ve erken rezervasyon avantajları nedeniyle en fazla tercih edilen seyahat yöntemlerinin başında geliyor. Seyahatlerdeki müşteri memnuniyeti ise henüz uçağa binmeden yani havalimanı terminalinde başlıyor. İhtiyaçlar doğrultusunda sosyal yaşam alanlarına dönüştürülen havalimanı terminalleri, yolculara en iyi seyahat deneyimi sunmayı hedefliyor. Havalimanı terminallerinin iç mekân hava kalitesi de konfor şartlarının sağlanmasında önemli rol oynuyor.
Sağlığı ve konfor şartlarını bozuyor
Her gün on binlerce insanın uğrak yeri olan havalimanı terminallerinin iç mekân havası, doğru yönetilmediğinde sağlığımızı tehdit edebiliyor. Çünkü uçuşlarına yetişmek veya bagajlarını almak için koşan insanlar her nefeste daha fazla hava alıyor ve nefesle ortama verilen kimyasallar iç mekân hava kalitesini olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda; kıyafetleri ve bagajları da partikül saçarak, iç mekân havasını kirlenmesine sebep olabiliyor. Havalimanlarında terminal kapılarına yakın çalışan; yolcu ve personel otobüsleri ile uçakların jet motorundan çıkan egzoz gazı da terminallerin iç mekân hava kalitesini tehdit ediyor.
Havalimanlarında ki PM10, PM2.5 gibi karbon monoksit ve uçucu organik bileşikler, gözle görülemediği için fark edilemiyor; ancak iç hava kalitesinin düşük olması, insan üzerinde pek çok olumsuz etki bırakıyor. Bu kirleticileri solumak; yorgunluğa, boğaz ağrısına, öksürüğe, tahriş olmuş gözlere, baş ağrısına neden olarak hem sağlığı etkiliyor hem de konfor şartlarını bozuyor.
Hava filtrelerinin filtrasyon verimi önemli
“Havalimanı terminallerinde iç mekân havasının insan sağlığını tehdit etmemesi için havalandırma sistemleri ile ideal iç hava kalitesinin sağlanması gerekiyor” diyen Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, sözlerine şöyle devam etti:
“Havalandırma sistemleri ile kişi başı 17 m³ / saat temiz hava sağlanması insan sağlığı için hayati önem taşıyor. Havanın zararlı parçacıklar ve alerjenler içermeden şartlandırılabilmesi için de havalandırma sistemlerinde kullanılan hava filtrelerinin yüksek verimlilikte partikül tutma özelliğine sahip olması gerekiyor.
“Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlüyoruz”
Hifyber olarak geliştirdiğimiz nanofiber filtre medyası ürünümüz ile; ısıtma, havalandırma ve klima sistemlerinde kullanılan hava filtrelerinin filtrasyon verimliliğini artırarak, hem havalimanı çalışanları hem de yolcular için temiz hava sağlayıp; soğuk algınlığından bulaşıcı hastalıklara kadar birçok hastalığın yayılmasını önlüyoruz.
Hava filtrasyonu test standartlarına (ASHRAE 52.2, EN 779:2012, ISO 16890 ve EN1822) uygun olarak geliştirdiğimiz yüksek verimli HIFYBER nanofiber filtre kumaşı, klima santrallerinin hava filtrelerinde oluşan bakteri ve virüslere karşı etkili koruma sağlıyor. Nanofiberler, filtre basınç düşüşünde önemli bir artış olmadan filtre verimliliğinde iyileşme sağlayarak, hem filtre ömrünü uzatıyor hem de daha temiz hava çıkışı sağlıyor. Bu nedenle havalimanı terminallerinde ki klima santrallerinin hava filtrelerinde nanofiber yapıdaki filtrelerin kullanılmasını tavsiye ediyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.