Ege Genç İş İnsanları Derneği, Cumhuriyetin 100. Yılına yakışır dev bir organizasyona imza attı. Türkiye’nin 100’üncü yaşı onuruna Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşen ekinlik kapsamında Cem Adrian, Olten Filarmoni Orkestrası eşliğinde sahne aldı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının kutlandığı etkinlikte aynı zamanda sosyal sorumluluk projesine de katkı sağlandı. Bine yakın davetlinin katıldığı organizasyonda üye bağışları, sponsorluk bedelleri ve EGİAD bütçesi ile Urla’daki EGİAD Ortaokulu’na spor salonu yaptırılacak.
Türkiye’nin ikinci yüzyılına merhaba denilen etkinlik, kokteyl ile başladı. Daha sonra konser alanına geçilen etkinlik, İstiklal Marşı, EGİAD tanıtımı ve Cumhuriyetin 100. Yıl Film gösteriminin ardından EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, İZTO ve EGİAD Danışma Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in açılış konuşmaları ile devam etti.
Bütünleştirme ve Büyütme Hedefindeyiz
Etkinliğin açılışında bir konuşma gerçekleştiren EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, her şeyden önce 3 günlük yas ilan edilen acılara neden Filistin-İsrail’de yaşanan trajediden ve kayıplardan duyduğu derin üzüntüyü paylaşarak sözlerine başladı. Organizasyonun gerçekleştirilmesinde desteklerini esirgemeyen İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban’a ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e özel teşekkürde de bulunan Yelkenbiçer, etkinlik ile birlik ve beraberliğin gücünü kutladıklarına dikkat çekti. Yelkenbiçer, “Bir daha hiç ayrılmamak üzere birbirine kenetlenen, birlikten doğurduğu kuvvetle de bugünlere gelen Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılını kutluyoruz” dedi. EGİAD’ın 33.yılı içinde olduklarını vurgulayarak, içinde bulundukları dönemde “Bütünleştirme ve Büyütme” ye odaklanmış durumda olduklarını vurgulayarak, “Bizim için “bütünleştirmek”, herkesin bir ucundan çekiştirdiği “küçük olsun bizim olsun” devrinin kapanıp, iş birliği ve güç birliğinin kazanmasını sağlamak anlamına geliyor. Yalnız derneğimiz özelinde değil, hukukun tartışılmaz üstünlüğü ve güçlendirilmiş kurum ve çağın gerektirdiği kurallarıyla, laikliğiyle, cinsiyet-dil-din-ırk farklılıklarının gündeme dahi gelmeyeceği seviyede eşitliğiyle, ülkemiz için de bütünleşme istiyoruz. “Büyütmek” tarafında da dokunduğumuz her şeye değer katmak, çalıştığımız tüm alanları hem daha sürdürülebilir hem daha rekabetçi kılmak için uğraşmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Katılımcılığı da büyütmeliyiz, yaratıcılığı da. Doğru yönetişimi de büyütmeliyiz, gelirde adaleti de. İklim farkındalığını da büyütmeliyiz, herkesin erişebileceği adil, çağın gerektirdiği eğitimi de. Nezaketi de saygıyı da… Birbirimizi daha fazla dinlemeyi de” diye konuştu.
Hemen Yanı Başımızdaki Savaşlar
Uzlaşmanın bazen hiç kolay olmadığını da hatırlatan Yelkenbiçer, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Hemen yanı başımızda patlayan İsrail-Filistin ve süregelen Rusya–Ukrayna savaşı ile içinde bulunduğumuz ekonomik kriz ortamı başta olmak üzere, bizi çok üzen ve hem kişisel hem toplumsal anlamda çok zorlayan bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemin zorluğuna gelin bir de yüz yıl önceye giderek bakalım. Mustafa Kemal Atatürk’ün aynı hafta içinde güneyde çıkan isyanı bastırdığını, işgal altındaki İstanbul’u bir arada tutabilmek için yurtseverlere destek verdiğini, Lozan’da tüm Avrupa’yla müzakere yürüten kendi delegesiyle aynı fikirde olmayan TBMM hükümetini ikna ettiğini anımsayalım. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bence moda deyimle bir dönüştürücü. Kurulu düzeni kabul etmiyor, eldeki şartlar ölçüsünde “normal” kabul edilebilecek çözümlere yanaşmıyor. Üç yüz yıldır savunma savaşı yapan bir orduyu taarruza geçiriyor! Güvenini yitirmiş, umutlarını kaybetmiş bir halkı Cumhuriyet’le ayağa kaldırıyor. Atatürk daha iyisini kurmak için; değiştiriyor, dönüştürüyor. Daha müreffeh, daha güvenli bir Türkiye için. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 100 yıl önce bu büyük dönüşümü başlatması, en temelde iki şey sayesinde oluyor: Daha iyinin ne olduğuna, yani Cumhuriyet’e dair doğru bir analiz ve Türk Milleti’nin bu doğruyu hayata geçirebileceğine olan inancı. İşte biz de “daha iyinin” ne olduğunu ancak hep birlikte, açık fikirle ve samimiyetle çalışarak bulabileceğimizi biliyoruz; Türk gençliği ve Türk milleti olarak önümüze koyacağımız tüm hedefleri birlik ve beraberlikle yerine getirebileceğimize dair de inancımız tam.”
Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Birlik Ruhunu, Başarma Azmini Taşıyoruz
Cumhuriyet’imizin 100. yılında, temel değerleri ve hedeflerimizi çok iyi bildiklerini kaydeden Yelkenbiçer, EGİAD olarak bu hedeflerin peşinden gitmenin önemine yürekten inandıklarını hatırlatarak, “Bu yolda çalıştığımızı bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Sonsuza dek payidar kalacak olan Cumhuriyetimizin kuruluşunda, kadın-erkek kol kola girerek ülkemizi en zor koşullarda inşa etmeyi başardık. Yarınları yine eşitlikten ve birbirimizden güç alarak inşa edeceğimizi biliyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, bu gece de aynı birlik ruhunu, başarma azmini, coşkuyu ve heyecanı tüm konuklarımızla paylaşıyoruz” dedi.
Olten ve Adrian’a Teşekkür
Atatürk’ün genç Türkiye’nin büyümesi yolunda ekonomik kalkınma kadar, eğitim ve kültüre de yatırım yapmaya önem verdiğini hatırlatan Yelkenbiçer, “Sofya’da görevli olduğu dönemden başlayarak, klasik müzik konserlerine, operalara giderek farklı müzikleri tanıma fırsatı buldu. Klasik müziğin ülkemizde sevilmesine öncülük etti. Biz de onun bu çabalarını örnek alarak kurduğu Cumhuriyet’in 100. Yılını ona yakışır şekilde kutlamak istedik. EGİAD üyesi olmasından büyük mutluluk duyduğumuz Olten ailesinin girişimi, şehrimizin gururu olan Olten Filarmoni Orkestrası’na ve bütün kıymetli sanatçılarımıza bu anlamlı gecede bizlerle oldukları için çok teşekkür ediyorum. Bu akşamki diğer konuğumuz ise Cem Adrian. Güzel dilimizin alev alev, tüm şiirselliğiyle dokunaklı tınısını ortaya çıkaran, tıpkı Anadolu gibi en şefkatlisinden, en kudretlisine kadar bütün sesleri tek ağızda barından, ülkemizin çok özel bir değeri. Kendisine de bu akşam bizlerle olduğu için duyduğum mutluluğu ifade ederek, teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.
Konser bağışı ve sponsorluklarının EGİAD bütçesi ile desteklenerek başarıdan başarıya koşan EGİAD Ortaokulu Voleybol Takımı için Spor Salonu’nun yapımına aktarılacağını da açıklayan Alp Avni Yelkenbiçer, spora ve sporcuya el uzatmanın Milli bir görev olduğunu dile getirdi.
EGİAD Ortaokulu ile Gönül Bağımız Var
Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin 2003 yılında üye bağışlarıyla Urla’da inşa ettirdiği okulla gönül bağları olduğunu ve desteklerinin her daim olduğunu dile getiren EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, “Devlet okulu olarak faaliyet gösteren okula 2017 yılında bilgisayar laboratuvarı kuran EGİAD, son yıllarda voleybol takımına destek vermeyi sürdürüyor. Ülke çapında dereceler alan, şampiyonluklar kazanan takım, bunu imkansızlıklarla, altyapı eksiklikleriyle başarılar yakaladı. Okula spor salonu yaptırma amacıyla birleşince, 100. Yıl etkinliğimiz daha anlamlı hale geldi. İmkansızlıklar içinde sporda başarı kazanmak için çalışan çocuklarımıza destek olmak Cumhuriyet’in ruhuna yakışır bir girişim olacak. Bir okulun eğitim kalitesini arttırmak bile önemli. Bu proje geçmiş dönemlerdeki üyelerimizden bize geçen, okulla ilgili aidiyet duygusunu yeni üyelerimize kazandırmak konusunda da büyük fayda sağlayacak. Genç üyelerimize de eğitim için destek vermenin gururunu yaşatmak amacındayız” dedi.
4 Milyon Liraya Mal Olacak
EGİAD Yönetim Kurulu’nun spor salonu yaptırma kararının ardından, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gerekli izinlerin alındığını anlatan Alp Avni Yelkenbiçer, “Yaptıracağımız salon da çadır tipi olacak ama çelik konstrüksiyonlarla desteklenen oldukça sağlam bir yapı hazırlanacak. Bunun için gerekli tüm araştırmaları yaptık, farklı firmalardan fiyat tekliflerini aldık. 4 milyon liralık bir maliyet öngörüyoruz. Çocuklarımızın daha iyi koşullarda eğitim almasını istiyoruz. Ülkemizin geleceğinin gençlerde olduğunun bilincindeyiz. Bütün çabamız onları geleceğe hazırlamak için. Elimizdeki tüm imkanları zorlayarak çocuklarımızın ve gençlerimizin çağımıza yakışır imkanlarla eğitim alacağı koşulları yaratmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
İzmir Ticaret Başkanı Mahmut Özgener ise şöyle konuştu: “Kurtuluş Savaşımızın zaferle sonuçlanmasından sonra Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tek hedefi, bir süredir kafasında planladığı, yakın çevresi ile müzakere ederek olgunlaştırdığı Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma fikrini hayata geçirmekti. Atatürk bunun hiç de kolay olmayacağını biliyordu. Milli mücadelenin başından beri karşısına çıkan sayısız engellere, dava arkadaşlarıyla bile çıkan fikir ayrılıklarına ve İstanbul hükümeti tarafından hakkında çıkarılan ölüm fermanlarına rağmen yılmamış, müthiş kurmay zekası ve inancı ile ülkeyi zafere ulaştırmıştı. Yokluklar içindeki bir milleti ayağa kaldırarak nasıl kurtuluş ve istiklale inandırdıysa şimdi sıra ilelebet var olacak demokratik, laik ve bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti’ne
gelmişti. Önce çevresindeki silah arkadaşlarına daha sonra da meclise bu fikri kabul ettirmek gerekiyordu. Burada yine Mustafa Kemal’in dehasını ve politik zekasını, azim ve kararlılığını, zamanlama ve strateji belirleme konusundaki ustalığını görüyoruz. “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediği 28 Ekim 1923 gününe kadar Atamızın hem arkadaşları ile hem de parti üyeleri ile adeta bir diplomasi savaşı devam etmiştir. Bu süreçte milli mücadelede omuz omuza savaştığı en yakınındaki paşaların bir kısmı saltanat ve hilafetin devamını istiyorlardı. Ancak, Atatürk kararlıydı ve inandığı yoldan geri adım attığı görülmemişti. O kararlılıktır ki bugün 100. yılına ulaştığı için gurur duyduğumuz Cumhuriyetimizin kuruluşunun yolunu açtı.”