Her zaman Soğutma için En Yeni Teknolojiler (State of Art Technologies) Olacaktır
Isıtma ve soğutma endüstrisi üretim, ticari ve konut uygulamalarında önemli bir yere sahiptir. Bu uygulamaların birçoğu değişmez bir şekilde mekanik soğutma teknolojilerini kullanır ve dolayısıyla hem doğrudan hem de dolaylı CO2 emisyonları yoluyla soğutma, klima ve ısı pompası endüstrisinin çevresel etkilerine önemli ölçüde katkıda bulunur. Bu emisyonları azaltmak için dünya çapındaki araştırma ve geliştirme, geleneksel sistemlerin performansını iyileştirmeyi ve potansiyel olarak çok daha düşük çevresel etkilere sahip yeni soğutma teknolojilerinin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş yaparken, enerji kullanımını ve karbon emisyonlarını azaltan verimli, yenilikçi, düşük karbonlu ısıtma ve soğutma teknolojilerini geliştirmek ve kullanmaktan önemli çevresel ve ekonomik faydalar elde edilir. Bu yazıda, iklimlendirme sektöründe soğutmanın çevresel etkilerini azaltma potansiyeline sahip olan yeni alternatif ısıtma ve soğutma teknolojilerindeki son gelişmelerin vurgulanması amaçlanmıştır. Bu yeni teknolojilerin, temel çalışma prensipleri iyi anlaşılmalı, ana uygulamalarını, pazara girmedeki zorlukları ve fırsatları değerlendirilmelidir. Ayrıca sektör tarafından bu alternatif soğutma teknolojilerinin geliştirilmesi ve benimsenmesinin hızlandırılması için, gereken daha fazla araştırma ve geliştirme gerçekleştirmeli ve desteklemelidir.
Ortaya çıkan alternatif teknolojilerin çevre dostu soğutma ve ısıtma sistemlerine geçişte önemli bir rol oynaması bekleniyor. Birçok alternatif sistem farklı ülkelerdeki farklı araştırma grupları tarafından yoğun bir şekilde araştırılmış ve araştırılmaya devam etmektedir. Bu yeni teknolojilerden çoğu araştırma safhasında ve henüz ticarileştirilmemiştir. Literatür, Magnetokalorik teknolojinin kat etmesi gereken uzun bir yol olduğunu, çünkü malzemelerin hala küresel olarak mevcut olmadığını ve bulunduğunda, özellikle malzemelerin yaşlanması gibi farklı bakış açılarından kapsamlı bir şekilde incelenmesi gerekeceğini göstermiştir, çünkü bu Magnetokalorik cihazın kullanım ömrünü belirler. Benzer şekilde, Elektrokalorik teknoloji, kurşun bazlı malzemelerin toksik ve insan yaşamları için zararlı olması nedeniyle malzeme zorluğuna sahiptir. Bu nedenle, bu teknolojinin rekabet edebilmesi için kurşunsuz malzemeler üzerinde daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Öte yandan, termoelektrik ve termoakustik teknolojiler henüz tatmin edici verimlilik ve COP’lara ulaşmamıştır ve şimdiye kadar küçük uygulamalarla ve araştırma amaçlarıyla sınırlıdır, çok az ticarileşme söz konusudur. Aynı prensipte çalışan iki teknoloji daha vardır: Barokalorik ve Elastokalorik; Barokalorik’in ilerleme şansı, teknolojinin çekirdek malzemesi olan doğal kauçuğun kısa yorulma ömrü nedeniyle çok sınırlıdır. Oysa Elastokalorik, alternatif muadil teknolojileri arasında en umut verici teknolojidir ve bu, çekirdek malzemesinin bolluğu ve ölçeklenebilirliği nedeniyledir. Elastokalorik teknolojisi, tam olarak geliştirildiğinde, birkaç kilowatt’tan birkaç yüz kilowatt’a kadar geniş bir ısıtma/soğutma yükü yelpazesini kapsayabilir.
Ülkemizde de soğutma sektörü bu yeni teknolojilerin araştırma, uygulama ve yaygınlaştırılmasında geri kalmamalıdır.
16-19 Nisan tarihlerinde İzmir’de MMO Tepekule’de düzenlenecek 16. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi, ve kapsamında bulunan Soğutma Teknolojileri Sempozyumu’nda da bu yeni teknolojilerden bazıları tartışılacaktır. Sizleri Kongre ve Sempozyuma katılıma davet ediyorum.
Son Söz: Yenilikler her zaman olacaktır. Gelişimin en önemli parçasıdır yenilikler. Sektörümüz de yeniliklerle birlikte aynı trende ve aynı vagonda olmalıdır…
Saygılarımızla.
Prof. Dr. Ali GÜNGÖR
Editör