İKLİM 2024 Ulusal İklimlendirme Kongresi; 11–14Aralık 2024 tarihlerinde TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına Antalya Şube yürütücülüğünde Antalya ANFAŞ Fuar Merkezinde gerçekleştirilmiştir.
Kongre süresince, birçok değerli bilim insanı ve sektör temsilcileri tarafından hazırlanan bildirilerden Bilim Kurulu’nun seçtiği 30 bildiri 9 ayrı oturumda katılımcılara sunulmuş, sunulan bildiriler İKLİM 2024 Bildiriler Kitabı olarak elektronik ortamda katılımcılar ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Kongre kapsamında İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) tarafından “Isı Pompası ve Uygulamaları” konulu bir oturum panel şeklinde düzenlenmiştir.
Kongre ile birlikte eşzamanlı olarak HOTEL TECH-Antalya 2. Otel Teknik Ekipman ve Malzemeleri Fuarı gerçekleştirilmiş; böylece sektör firmaları ile üreticiler, sanayiciler, bilim insanları, projeciler, montajcılar, mekanik taahhüt yapanlar, teknik müdürler, işletmeciler, öğrenciler, kamu kurumları, ilgili dernekler ve son kullanıcıların buluşması sağlanmıştır.
İKLİM 2024 Ulusal İklimlendirme Kongresinde sunulan bildiriler, yapılan tartışmalar, görüş ve öneriler göz önüne alınarak aşağıdaki kongre sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması kararı alınmıştır:
- Düzenli verilerin alınabildiği en yakın tarih olan 2022 yılında; birincil enerji arzının 38,1 milyon ton eşdeğer petrol (MTEP) ile %24,1’i sanayi, 37,4 MTEP ile %24’ü çevrim sektöründe elektrik üretiminde, 30,7 MTEP ile %20’si ulaştırma sektörlerinde, 26,7 MTEP ile %17’si konutlarda, 12,6 MTEP ile %8’inin de ticaret ve hizmet sektöründe kullanıldığı bilinmektedir. Konut ve ticaret sektörlerindeki kullanım toplandığında %25 ile sanayi sektörü kullanımına eşit bir durum oluşmaktadır. Sektörlerde; 2022 yılında bir önceki yıla göre çevrimde elektrik üretimi için kullanım %5, ticaret ve hizmet sektöründe kullanım %5,2, konut sektöründe kullanım %2 artmıştır. Özellikle ticari binalarda çok sayıda insanın mekanları kullanıyor olması enerji kullanım kontrolünü de güçleştiren bir etmen olmaktadır. Bu nedenle enerji verimliliğinde temel önlemler bina sektöründe de alınmalı, bu konuda var olan yönetmeliklerin uygulamaları denetlenmelidir.
- Yakın zamanda, 19 Şubat 2022 tarihinde “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayımlanmış, yönetmelikte yüksek enerji performansına ve aynı zamanda belli oranda yenilenebilir enerji kullanımına sahip olan binalar “Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (NSEB)” olarak tanımlanmıştır. Yönetmelik ile neredeyse sıfır enerjili bina uygulamaları 2023 yılında devreye girmiş olsa da 2025’e kadar toplam inşaat ruhsat alanı 5.000 metrekare ve üzeri olan binaların, 2025 itibarıyla ise 2.000 metrekare ve üzeri olan binaların, neredeyse sıfır enerjili bina olarak inşa edilmesi zorunlu tutulmuştur. Neredeyse sıfır enerjili bina kapsamındaki yapıların 2023 yılı itibarıyla enerji kimlik belgesindeki enerji performans sınıfının “B sınıfı” veya daha iyi olması zorunlu tutulurken, aynı zamanda bu tip binaların birincil enerji gereksiniminin en az %5’i oranında yenilenebilir enerji kullanımına sahip olması da zorunludur. Yenilenebilir enerji kullanımındaki bu oran 2025 yılı itibarıyla ise %10 olacaktır. Neredeyse sıfır enerjili bina denilince ilk akla gelen bina enerji yükünün güneş elektriği ile sağlanması olmaktadır. Halbuki neredeyse sıfır enerjili bina tasarımı yapılacak tasarruf ile bina enerji kullanımının düşürülmesi ile başlamaktadır. Bu tasarrufun ana odağı da iklimlendirme kaynaklı kullanımlar olmalıdır. Bu konuda pilot adım olan 2023-2024 yıllarındaki uygulamaların neler olduğu, nasıl sonuçlar sağlandığı kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bu konuda ölçme ve değerlendirmenin olmaması ve kamuoyuyla paylaşılmaması büyük eksikliktir. Ayrıca yapı denetim sürecinin yapı denetimsizlik denebilecek düzeyde sorunlu olması önemli problemlerdendir. Kamu Binalarında bile hedeflerin kâğıt üzerinde kalması olayın başka bir yönüdür. Yapı Üretim sürecinin bir bütün olarak izlenebilir ve denetlenebilir olması çıkarılan mevzuat gerekliliklerinin yerine getirilmesi ile beraber şeffaflığın da sağlanmasına yönelik teşvik edici mekanizmalar geliştirilmelidir.
- Hemen hemen her ortamda, iklim değişikliği ve dünyada sıcaklık artışının sonuçları tartışılmaktadır. Sonuçları hususunda bilinçli olmak önemli olmakla birlikte esas olan söz konusu değişimin nedenlerine odaklanmak ve çözüm oluşturacak adımlar atmaktır. İşte bu noktada özellikle bina iklimlendirmesi kaynaklı karbon salımında etken olan enerji kullanımı ve bu alanda yapılacak verimlilik uygulamaları önem arz etmektedir ve bu yönde verimli cihaz ve teknolojilerin tercih edilmesi şarttır. Dünya sıcaklık artışına sebep olan karbon salımlarını azaltma yönünde kamuoyu bilgilendirmelerine hız verilmelidir.
- Sadece tüketim ve verimlilik boyutu ile değil iklimlendirme sistemlerinin üretimi boyutu ile de konunun tartışılması gerekmektedir. Sektörün geliştirilmesi ve korunması birçok açıdan şarttır. Ancak ülkemizde iklimlendirme cihazları sektörü maalesef kararlı bir gelişme çizgisi gösterememektedir. Isıtma, soğutma, havalandırma, klima ve yalıtım elemanları olarak farklı ana gruplardan oluşan iklimlendirme sektörünün yaklaşık yüzde 80-83’ü KOBİ niteliğindeki işletmelerden oluşmaktadır. İmalat sanayiinin üretiminin büyük oranda ithalata bağımlı olması gerçeği iklimlendirme sektörünü de maalesef etkilemektedir. GSMH içinde %1,3-1,4 arasında olan genel Ar-Ge ve inovasyon altyapısının büyütülmesi her sektör gibi iklimlendirme sektörünü de muhakkak ivmelendirecektir. İklimlendirme sektöründe ara mal üretimindeki yetersizlik, ara mesleki eleman ihtiyacı, markalaşma ve patent sayısındaki düşük düzey, kayıt dışı oranının yüksek olması, haksız rekabet, üniversite-sanayi iş birliği ve ortak çalışmaların yeterli olmaması, başlıca sorunlar arasında olup, üretilecek politikalar ile bu sorunlara çözüm sağlanmalıdır.
- İklimlendirme sistemlerinde yapay zekâ uygulamaları, ısı geri kazanım uygulamaları, alternatif kaynaklar ile ısı pompası uygulamaları, yenilenebilir enerjilerin termal uygulamaları ve termoelektrik sistem uygulamaları ile alternatif enerji verimliliği unsur ve süreçleri bina teknolojileri mevzuat hükümleri arasında yer almalı, bu sistem ve teknolojileri özendirici-teşvik edici yönetmelik değişiklikleri yapılmalıdır.
“Enerjiyi Yenile, Karbonu Sıfırla, Konforu Yaşa!” ana teması ile düzenlenen Ulusal İklimlendirme Kongresi İKLİM 2024’ün, hayatımızın her alanında yer alan iklimlendirme sistemlerinin üretim, kullanım, enerji verimliliği, teknoloji, sistem ve mevzuat gibi değişik boyutlarıyla geliştirdiği önerilerinin karar alıcılar için yol gösterici olmasını diliyoruz.