TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) adına MMO İzmir ve İstanbul Şubeleri yürütücülüğünde düzenlenen IX. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergisi (HPKON 2022), bugün İzmir’de MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde başladı. 1999 yılından bu yana MMO tarafından gerçekleştirilen Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi’nde atölye çalışmaları, kurslar, konferanslar, yuvarlak masa toplantıları, panel ve sosyal etkinlikler yer alacak.
Hidrolik pnömatik sektörünün tüm taraflarını bir araya getirerek, yüz yüze yapılan görüşmelerle, bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasına olanak sağlayacak kongrenin temel amacı hidrolik ve pnömatik disiplininin gelişimine katkıda bulunmaktır. Kongre ile eş zamanlı düzenlenecek ve Hannover Fairs Turkey Fuarcılık tarafından organize edilen fuarda ise firmalar, yeni ürün ve sistemlerini tanıtma, bu ürünleri birinci elden kullanıcıyla buluşturma imkânı yakalayacaklar.
Dört gün sürecek kongrenin açılış konuşmaları Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İlkin Boz, IX. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi Yürütme Kurulu Başkanı Şemsettin Işıl, Hannover Messe Fairs Turkey Fuarcılık AŞ Genel Müdür Yardımcısı Belkıs Ertaşkın, Akışkan Gücü Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sevda Kayhan Yılmaz, Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede tarafından yapıldı.
MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener kongre açılışında özetle şöyle konuştu:
“Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada akışkan gücü sektörü, kontrol ve otomasyon teknolojileri aracılığıyla pek çok üretim alanında yer alan makina mühendisliğinin en nitelikli hizmeti üretebildiği önde gelen uygulama alanlarındandır. Hidrolik pnömatiğe ilişkin 23 yıldan beri düzenlediğimiz kongrelerimizle birlikte sektöre olan ilginin arttığını ve kongrelerimizin de daha görünür hale geldiğini söylemek isterim.
Ürün tasarımından imalata, kullanım alanlarına, satış ve bakım hizmetlerine kadar üyelerimizin sürecin her aşamasında görev yaptığı sektörün korunması ve geliştirilmesi için Odamız ve HPKON Kongrelerimiz öncü rol üstlenmiş ve önemli işlevleri yerine getirmiştir. Bu sayede sektör içinde iletişimin oluşması sağlanmış, Mühendislik uygulamaları, Ar-Ge, inovasyon ve yerli üretimin önemi anlaşılmıştır. Kongrelerin akademik dünyada yarattığı etki ile makina mühendisliği bölümlerinde hidrolik pnömatik seçmeli ders olarak verilmeye başlanmıştır.
“Yerli üretim artırılmalıdır”
Türkiye’de hidrolik pnömatik sektörünün geleceğini “tedarikçisi” olduğu makine imalat sektörünün gelişimi belirleyecektir. Makine imalatçıları nitelikli yerli ürünlere öncelik vererek, yerli ürünlere olan güveni artırabilir ve katma değeri yüksek ürünlerin yerli olarak üretilmesinin önünü açabilir. Bu, yerli üreticilerinin rekabet gücünün artırılmasının yanı sıra ulusal ekonominin de yararına olacaktır. Yerli üretimin artması ise nitelikli teknik elemanlar, vasıflı işgücünün artması, ithalatı düşürmek ve dışa bağımlılığı yok etmek ile mümkün olacaktır. Yerli üretimin geliştirilmesi ile birlikte yurtdışından makine ve elemanlarının girişi de azalabilecektir.
Nitelikli teknik elemanların varlığı ve istihdamı da ancak ülkede uygun çalışma ortamlarının sağlanması ve bu alana yatırım yapılması ile mümkündür. Hidrolik-pnömatik girdilerini, makine imalat sektörünün yanı sıra, demir-çelik, iş ve inşaat makinaları, otomotiv, savunma, gıda, ambalaj, gemi inşa, sağlık, barajlar, otomasyon ve robot teknolojileri gibi alanlar, sektörler de yaygın olarak kullanmaktadır. Tüm bu sektörlerin makine imalat sektöründekine benzer bir olumsuzlukla yüz yüze olduğunu söyleyebiliriz. Hidrolik-pnömatik sektörünün tüm bu olumsuz ortamdan etkilenmemesi mümkün değildir.
Akışkan sektörü, mekanik, elektronik, bilgi işlem, programlama gibi disiplinler arası niteliğiyle, katma değeri yüksek özgün çözüm ve projeleri kolayca üretebilecek bir sektördür. Yazılım mühendisliği dâhil teknolojik gelişmelerin yenilikçi tasarım ve çözümlere imkân verdiği, akıllı cihazlar, öğrenebilen robotlar gibi gelişmelerle birlikte artık yeni bir dönemin içindeyiz. Ulusal ve uluslararası alandaki gelişmeleri takip edebilmek, üyelerimizin ve sektör bileşenlerinin bilgi ve becerilerini artırıcı faaliyetleri geliştirmek için ortak çalışmalar yürütmeye devam etmemiz gerektiğini düşünüyoruz.
“Teknolojiyi yalnızca kullanan değil, üreten bir toplum olmalıyız”
Ekonomik gelişime, kalkınmaya, toplumsal faydaya hizmet eden bir üretim, en önemli ihtiyaçlarımızdan biridir. Fakat ne yazık ki, ülkemiz, uluslararası mal ve finans piyasalarına ucuz ithalat cenneti olarak ve küresel işbölümü içerisinde montaj sanayinin taşeron bir üreticisi haline gelmiştir. Yerli üretimin artması bir zorunluluktur ve kendiliğinden olmayacaktır. Ayrıca “teknolojiyi yalnızca kullanan değil, üreten bir toplum olma” anlayışı hâkim olmalıdır.
Doğru bir ekonomi, sanayi, teknoloji ve kalkınma politikasının; doğa, toplum, planlama, ekonomi, siyaset, devlet ilişkilerini yeniden düzenleyen uzun erimli bir toplumsal dönüşüm içeriğiyle ele alınması gerekir. Ekonomi ve kamu yönetimindeki yapısal değişimlerden dışa bağımlılığa ve her alanda yansımaları bulunan gericileşmeye varana dek ilerici kamucu/toplumcu bir dönüşüme ihtiyacımız büyüktür, bu ihtiyaç acildir.”