Avrupa’nın 30 GW’lık deniz üstü rüzgar tarlalarının neredeyse tamamı, her bir rüzgar tarlasından anakaraya uzanan deniz altı güç kabloları aracılığıyla enerji sistemine bağlanır. Çok da uzak olmayan bir gelecekte birçoğu, ürettikleri enerjinin iletimini merkezileştirecek olan yeni “enerji adalarına” bağlanacak. Bu adalarda birbirine bağlanarak Avrupa ülkeleri arasındaki enerji akışını iyileştirmeye yardımcı olacak.
Geçen yıl Belçika ve Danimarka, Kuzey Denizi’nde inşa edecekleri yeni enerji adalarını bir denizaltı kablosuyla birbirine bağlayarak, deniz üstü elektrik şebekelerinin bağlantısını sağlayacaklarını duyurdular.
Belçika, yeni adasını 2024’te, 3,5 GW’lık yeni deniz üstü rüzgar tarlasının kurulacağı Princess Elisabeth Bölgesi’nde, inşa etmeye başlayacak. Gerektiğinde genişletilebilecek modüler bir yapıya sahip olacak ada, Belçikalı TSO Elia tarafından inşa edilecek. Yeni deniz üstü rüzgar tarlaları da bu adaya bağlanacak ve adayı anakaraya bağlayan tek bir kablo seti olacak. Belçika adası, Danimarka’nın yeni Kuzey Denizi adasına bağlanmanın yanı sıra, Belçika’nın Birleşik Krallık’a inşa etmek istediği yeni (ikinci) ara bağlantı için geçiş noktası olabilir. Belçika adası için gerekli fonun bir kısmı European Recovery & Resilience Fund’dan gelecek. Enerji adasında elektrik altyapısının devreye alınması 2026 ile 2030 yılları arasında gerçekleşecek.
Danimarka, Kuzey Denizi adasını kimin inşa edeceğine karar vermek için 2024’te bir ihale düzenleyecek. 2030 yılına kadar da devreye almayı planlıyorlar. Baltık Denizi’nde, aynı süreç ve zamanda Bornholm’u da bir enerji adası yapmak istiyorlar. İki Danimarka adası da, kendilerine bağlı 5-6 GW’lık yeni deniz üstü rüzgar santrallerine sahip olacak.
Hollanda ve Almanya da Kuzey Denizi enerji adaları üzerinde çalışıyor. Danimarkalı, Hollandalı ve Alman TSO’lar, Dogger Bank’ta 2030’ların başında faaliyete geçecek olan bir ada inşa etmek istiyorlar. Ayrıca bu Kuzey Denizi Rüzgar Enerjisi Merkezini İngiltere, Belçika ve Norveç’e bağlamak istiyorlar.
Bu enerji adaları, Avrupa’nın gelecekteki enerji sisteminde büyük bir rol oynayacak ve deniz üstü rüzgar enerjisi üretimi ve depolanması için gerekli ve ayrıca sistemin yüksek gerilim şebekesine entegrasyonunu sağlayacak diğer ekipmanlara ev sahipliği yapacak. Rüzgar enerjisini yenilenebilir hidrojene / depolanabilir forma dönüştürmek için elektrolizörlere de ev sahipliği yapabilirler. Bu özellik, deniz üstü rüzgar enerjisini karadaki enerji talebiyle uyumlu hale getirmeye daha da yardımcı olacaktır. Ayrıca adalar, denizde üretilen enerji için kullanılan karadaki bağlantı noktalarının sayısını en aza indirerek deniz üstü rüzgar enerjisinin sisteme fiziksel entegrasyonuna da yardımcı olacaktır.
WindEurope CEO’su Giles Dickson, “Enerji adaları yakında gerçek olacak. Ayrıca, deniz üstü rüzgar gücünün enerji sistemine entegre edilmesinde ve ülkeler arasındaki enerji akışının iyileştirilmesinde inanılmaz derecede faydalı olacaklar. Danimarka, Belçika, Hollanda ve Almanya’nın bu sistemleri geliştirmek ve planlarını koordine etmek için çalışıyor olması harika.”